Perşembe, Mayıs 22

İç savaş

Bu bir iç savaş.Her iki tarafında ben olmam sadece kötü bir talihsizlik.Kendi içindeki bir savaşta galip yoktur ki..
Şu sıra mantığım bana hükmedemiyor.Kalbim uzun süreli bir suskunluğun ardından bir başkaldırı gerçekleştirdi.
Aklı gözünün gördüğü bir adamda.O adamı silip atmaya olan direncini en başından beri ben bile anlamıyorumDireniyor,inat ediyor,illede o ..o olacak diyor…Halbuki hiçbirşey bitmiyor istemekle.Çocukken anlatılan masallardan farkı yok eş ruh hikayelerinin de günümüzde.Ama bazen biri size unuttuğunuz o masalları tekrar yaşama isteği veriyor sanırım.
Ben onu ilk gördüğümde soluk bir fotoğraf karesinden ibaretti.Ne zaman sözlerle taçlandı ,ne zaman ete kemiğe büründü bilmiyorum.O fotoğrafa ilk baktığımda hissetmiştim,başıma bela olacağını.Şimdiyse aynı fotoğrafa baktıkca içim daha çok acıyor.İnsan bilmediklerinden mi incinir bildiklerinden mi? Tanımaya başlamak mı öldürür aşkı? Bu yüzden mi daha kolaydır bir yabancıya aşık olmak? Yabancıyken tutkuyla sevilen yakın olunca niye söner aşkın ateşi? Onun omzuna yaslanınca gerçekten bütün dertler biter mi? Şu ara bu tip bir yığın abuk sabuk soru geçiyor aklımdan.Hiçbirine cevap veremediğim....Cevapların hepsi sende.Ama sen yıldızlar kadar uzaksın...

Hiç yorum yok:

İçin...

Fotoğrafım
İzmirli... Atatürkçü.... Kafası hep karışık... Bunlargillerden... Anarşit... Akdenizli olmaktan gurur duyuyor .... Akdenizli olmak hayata karşı bir duruştur sanırım. Akdenizli olmak ; kanının deli akmasıdır, bağıra çağıra konuşmaktır, kalabalık aile sofralarıdır, kapı gıcırtısına oynamaktır, şarkılara ayakla ritm tutmaktır, zeytindir,zeytinyağıdır, teninin güneş yanığı rengini yıl boyu korumasıdır, güzel kızlardır, yakışıklı erkeklerdir, damak zevkidir, daha ötesi hayat zevkidir... Yani Akdenizli olmak bir ülkenin ötesinde bir iç denizin çevresinde yaşayan tüm insanların o deniz gibi rengarenk,kah huzurlu,kah deli dolu olmasıdır.Bir ülkeye değil bir denize kendini ait hissetmektir.

deviantart

Powered By Blogger