Bilenler bilir ben Hacettepe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetiminden mezunum.Yani eskilerin deyimiyle (şimdi yazılışıyla uğraşamıycam) Seans Politik (Yani siyaset bilimi sanırım political sciense gibi birşeyden türemiş bu söz) okuduk.Okula başladığımızda ilk derslerimizden biriydi:Siyaset Bilimine Giriş.Hocamız Atilla Yayla(Evet kendisi Atatürk'e hakaretten tutuklanan profesördür.Bizim zamanımızda böyle huyları yoktu) Zamanla siyasi düşünceler tarihi vs . bir çok ders aldık.Bu arada ödev olarak siyasi partilerle de uğraştık.Ve benim ödev konumdu Refah Partisi ve Adil Düzen.Sosyal Adalet ve adil düzen mekanizması , o organizasyon yapısı bizi bu günlere getirdi.O zamanlar Refah Partisi kadrolarında görüştüğüm siyasetçileri şu an hepiniz tanıyorsunuz.
O günlerde o siyasetçilerden biri bana adil düzeni anlatmıştı.Ve belediyelerden başlayan yayılma ve iktidar planlarını.Büyük bir çoşkuyla anlatıyordu karşımdaki adam,19 yaşındaki üniversite öğrencisine...Nasıl ülkeyi ele geçireceklerini...O zamanlar gülmüştüm duyduklarıma.O çocuk aklımla dalga geçmiştim.İnanamıştım Konya'daki belediyecilik sistemiyle Ankara ve İstanbul belediyelerini alacaklarına ,belediye kanalıyla tabana yayılacaklarına ve iktidara geleceklerine.
Bugünse bir film izler gibi izliyoruz herşeyi.Ben bu ülkede yaşamıyorum gibi geliyor.izmir apayrı bir ülke çünkü .Ama İstanbul'a gittiğimde Şişli'de ki her 3 kadından 2 sini kapalı görünce ,metro vagonunda tek başı açık kadının ben olduğumu farkedince sırtımdan soğuk terler boşanıyor.Bu ülkede bir şeyler oluyor ve ben bunlara inanamayan taraftayım.Ben bu ülkeyi kurtaran o kocaman yürekli adamın "Ey Türk Gençliği" dediği bu ülkeyi emanet alanlardandım.Nasıl geç kaldım.Nasıl bir şey yapamıyorum? Neden elimden birşey gelmiyor?
Aklımdan çok radikal şeyler geçiyor.Artık insanların nasıl aşırı uçlarda ve radikal olduğunu anlayabiliyorum.Artık içimin sızısı yüzüme vuruyor.Her sabah Nihat Sırdar2ı dinliyorum.Eskiden gülerdim dinlerken.Şimdiyse her cümlesiyle içimde ateşler yanıyor..
Bir şeyler yapmalı.Artık durmanın ve seyretmenin vakti değildir...Bu ülkeyi bize emanet ettiler.Emaneti sahiplenmenin vaktidir.
"Ben yanmasam
Sen yanmasan
Biz yanmasak...
Nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa..."
www.youtube.com/watch?v=4jZyriZ59Ww
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
İçin...

- maikedi
- İzmirli... Atatürkçü.... Kafası hep karışık... Bunlargillerden... Anarşit... Akdenizli olmaktan gurur duyuyor .... Akdenizli olmak hayata karşı bir duruştur sanırım. Akdenizli olmak ; kanının deli akmasıdır, bağıra çağıra konuşmaktır, kalabalık aile sofralarıdır, kapı gıcırtısına oynamaktır, şarkılara ayakla ritm tutmaktır, zeytindir,zeytinyağıdır, teninin güneş yanığı rengini yıl boyu korumasıdır, güzel kızlardır, yakışıklı erkeklerdir, damak zevkidir, daha ötesi hayat zevkidir... Yani Akdenizli olmak bir ülkenin ötesinde bir iç denizin çevresinde yaşayan tüm insanların o deniz gibi rengarenk,kah huzurlu,kah deli dolu olmasıdır.Bir ülkeye değil bir denize kendini ait hissetmektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder