Çarşamba, Mayıs 14

Pişmanlıklar ve hayat üzerine....


Bugün amcamı kaybettik.Ansızın..Beklemeden..Bırakıp gitti bizi.Çay içerken.Tıpkı dedem gibi diyorlar.Ben daha doğmadan önce kaybetmiş babamlar dedemi.Kahvede çay içiyormuş.O da ikinci yudumunu alamamış.Yani yine büyük satrançcı oyundaki piyonlardan birini daha çıkartmayı uygun gördü..

Ölümler kimilerinde imanı kuvvetlendirirmiş,kimilerinde inkar duygusunu.Bende iman olmadığı kesin.Daha doğrusu bu satranç oyunundan giderek daha rahatsız olmaya başladım.Çünkü veda zamanını bilmemek çok zor.Pazar günü anneler günü için Dikili'ye gittiğimde amcamın dükkanına uğramamıştım,hadi dedim haftaya tekrar geleceğim nasıl olsa.Oysa çok severdim amcamı.O da beni.Üç oğlu var amcamın.Bende olmayan kızıydım.Öyle severdi çocukken.oysa büyüdük ve zaman yetmez oldu hayata..Canım acıyor.Hemde çok...Pişman olmamak için değerini bugün bilin sevdiklerinizin...

Hiç yorum yok:

İçin...

Fotoğrafım
İzmirli... Atatürkçü.... Kafası hep karışık... Bunlargillerden... Anarşit... Akdenizli olmaktan gurur duyuyor .... Akdenizli olmak hayata karşı bir duruştur sanırım. Akdenizli olmak ; kanının deli akmasıdır, bağıra çağıra konuşmaktır, kalabalık aile sofralarıdır, kapı gıcırtısına oynamaktır, şarkılara ayakla ritm tutmaktır, zeytindir,zeytinyağıdır, teninin güneş yanığı rengini yıl boyu korumasıdır, güzel kızlardır, yakışıklı erkeklerdir, damak zevkidir, daha ötesi hayat zevkidir... Yani Akdenizli olmak bir ülkenin ötesinde bir iç denizin çevresinde yaşayan tüm insanların o deniz gibi rengarenk,kah huzurlu,kah deli dolu olmasıdır.Bir ülkeye değil bir denize kendini ait hissetmektir.

deviantart

Powered By Blogger